“Satranç aynı zamanda Muhammed’in tabutu gibi dünya ile cennet arasında havada süzülen bir bilim, bir sanat, tüm zıtlıkların benzersiz bir bağlamı değil mi?
Asırlar yaşında ama yine de hep yeni, tasarım olarak mekanik ama yalnızca hayal gücü vasıtasıyla etkili, geometrik açıdan sabit bir mekânla sınırlı ama kombinasyonlarında sınırsız, sürekli gelişen ama yine de katışıksız, hiçbir yere götürmeyen bir muhakeme, hesap yapmayan bir matematik, esersiz bir sanat, maddesiz bir mimari ve buna rağmen kanıtlandığı üzere varlık ve yaşamında tüm kitap ve eserlerden daha kalıcı, tüm halklara ve zamanlara ait olan ve hangi Tanrı’nın onu can sıkıntısını öldürmek, duyuları keskinleştirmek ve ruhu canlandırmak üzere dünyaya getirdiği hiç kimse tarafından bilinmeyen tek oyun.“
Çağının tanığı, modern Alman edebiyatının ölümsüz yazarı Stefan Zweig’ın Satranç’ı, İnsan zihninin dehlizlerine yapılan bir yolculuk. Somut ve soyut dünyalar arasındaki benzersiz geçişimiyle Satranç, insan ruhuna açılan bir kapı.
Yayımlandığı günden bu yana dünya edebiyatının en çok okunan, en sevilen, üzerinde en çok konuşulan öykülerinden biri.