Kafka’nın ölümünden sonra 1926’da yayımlanan son romanı Şato, tıpkı Dava gibi tamamlanmamış ama son derece etkileyici bir yapıttır.
Roman şato tarafından katı kurallarla yönetilen bir köyde geçer. Kışın ortasında zaman durmuş gibidir ve neredeyse her şey karanlıkta yaşanır. Romanın kahramanı K., şato yetkilileri tarafından atanmış bir kadastrocu olduğu iddiasıyla köye gelir. Ancak ne iş yapacağı belirsizdir, üstelik köylüler ona düşmanca yaklaşırlar. K. gizemli şatodaki erişilmez bürokratların yanı sıra kendisini istemeyen, kabul etmeyen köy sakinleriyle de mücadele etmek zorundadır...
Gerçeküstü, kâbus gibi bir *kafkaesk* atmosferin hakim olduğu bu roman, bireyin kaotik ortamda ötekileşme ve yabancılaşma sonucu yalnızlığını, umutsuzluğunu, karamsarlığını anlatırken, şatonun temsil ettiği bürokratik ve otoriter sistemi hicveder.