Büyük bir emek, çaba, uğraş ve özellikle cezaevinde birlikte kaldığım Sara’nın kadın arkadaşlarının değerli katkı ve destekleriyle kitabı hazırlayıp bitirdim. Cezaevindeyken, kitabı basılmak üzere dışarı gönderdim. Ancak kitap bir türlü basılmadı ve gönderdiğim bir yayınevinin tozlu rafları arasında beklemeye devam etti. 2001 Mart’ında, kesintisiz 20 yıl süren, serüvenli tutsaklığın ardında özgürlüğüme kavuştum. Burada anlatmadığım zorlu serüvenin sonunda, Sara’nın Düşleri’nin ilk baskısı, Aralık 2003’te yapıldı. O dönem birçok çevrede olumlu tepki aldı. 2.000 adet basılan birinci baskısı bir hafta içinde tüketildi. Hemen ardında arka arkaya 2. 3. ve 4. baskısı yapıldı. 4. Baskıyla birlikte savcılık, kitap hakkında dava açtı. Yıllar süren yargılama sonunda kitap; “düşünce özgürlüğü” kapsamında temize çıktı.
4.baskının üzerinde tam on yıl geçti. Bu on yıl kendi içinde koca bir tarihtir. Akıp giden zaman, mücadele diyalektiği birçok şeyi değiştirdi veya aşındırdı. Bir zamanlar “yasaklar” ve “tabular” listesinin başında bulunan “Kürt, Kürdistan, gerilla” gibi sözcükler ile “W, X, Q” gibi harfler toplumsal mücadele sonucunda özgürleştiler.