*Demokratik bir rejimde sandıkta tecelli etmesi gereken millî irade, ancak bu iradenin sahibi olan Büyükçekmece halkının ve bizlerin sandıklara sahip çıkmak için verdiği büyük mücadele ile gerçekleşebilmişti. Seçimden 10 gün sonra mazbatayı vermek zorunda kaldılar. Eğer orada gerekli mücadeleyi vermemiş olsaydık, umutsuzluğa ve yılgınlığa düşüp vazgeçmiş olsaydık, halkın iradesi yok sayılarak, büyük oy farkına rağmen AKP adayı belediye başkanlığı koltuğuna oturacaktı. Toplumdaki adalet duygusu, ahlak, demokratik ilkeler ve en önemlisi sandığa olan güven ciddi bir biçimde sakatlanacaktı. Bu anlamda bizim mücadelemiz sadece kazandığımız oyları gasp ettirmemek değil, aynı zamanda ülkemizdeki demokrasiye sahip çıkma mücadelesiydi.*
Olağanüstü zamanlar, olağanüstü mücadeleleri de beraberinde getirir. 2019 Yerel Seçimleri’nde Büyükçekmece’de yaşananlar tam da bunun örneği olmuştur. Oy çuvalları üzerinde günlerce yatan sandık görevlileri görüntüleri ile hafızamıza kazınan seçim ortamında AKP, yasaları hiçe sayarak, iktidar olmaktan gelen tüm gücüyle Büyükçekmece seçimlerine iptal ettirmeye çalıştı. Seçim Kurullarının da devreye sokulduğu 10 günlük itiraz sürecinde Büyükçekmece halkı, CHP milletvekilleri, sivil toplum örgütleri ve avukatlardan oluşan geniş bir dayanışma halkasıyla sandıklardaki halk iradesine sahip çıkıldı ve Türkiye demokrasi tarihinde yepyeni bir örnek yaratıldı. Demokrasi, bu defa oy sandıklarına sahip çıkılarak korundu.
Şüphesiz bu başarıda 6 dönem gibi rekor kez seçilen ve Büyükçekmece halkının gönlünde çok haklı bir yer edinmiş olan Belediye Başkanı Dr. Hasan Akgün’ün çok özel bir yeri var. Büyükçekmece halkı, hem sandıklara hem belediye başkanına sahip çıkarak iktidara gereken dersi verdi ve İstanbul halkına Büyükşehir Belediyesi seçim zaferini armağan etti.
Büyükçekmece’de fiilen *sıkıyönetim* ilan edilerek oynanan *Sandık Oyunları* neyi amaçlıyordu ve neler yaşandı? Önümüzdeki süreçte yaşanması muhtemel bu tarz oyunlara da ışık tutan kitap, aynı zamanda tarihe düşülen bir nottur.