Bir gül bahçesindeydim. Her taraf kırmızı güllerle doluydu. Bahçenin kokusu beni mest etmişti. Ellim attığım her gül kuruyup dökülüyordu. Bir gül, üç gül, on gül, aman Allah’ım! Hiçbir gülü koparamıyordum. Ne oluyor bu güllere? İyice hırslandım. Koparamadan, elim değdiği gibi kuruyup dökülüyorlardı. İçim keder sardı. Del gibi her güle koştum, her gül döküldü. Kırmızı güllerin arasında sarı bir gülü fark ettim. Korkarak elimi uzattım. Sarı gül anında kırmızı renge dönüştü. Ardından parmaklarım, sonra ellerim, sonra tüm vücudum kırmızıya dönüştü. Ben korku saracağına tuhaf bir heyecan sardı. Kırmızı oluyordum, durduğum yere çakıldım. Kollarım yana açıldı. Kollarımdan dallar çıkıyordu, acı duymuyordum. Her iki elim güle dönüştü. Güller ha bire büyüyordu, büyüyordu, daha ne kadar büyüyecekti…