Başkomiser Acar Feyyaz, gece merkezden bir anons alır. Polis hattını arayan adam, Zekeriyaköy’deki bir evden çığlık sesi duyduğunu söyler. Çağrı başta önemsiz gözükse de Acar ve ortağı Ela Baltepe yakından görmeye gittikleri evde bir kadın ve iki çocuğun cansız bedeniyle karşılaşırlar. Vahşice işlenmiş bu cinayetler uzun sürecek bir oyunun başlangıcıdır aslında. Katil, tüm seri katil hikâyelerinde olduğu gibi, ardında bazı işaretler bırakmıştır. Kanla yazılmış Latince bir yazı, sonradan çalıştıkları merkeze gönderilen bir yağlı boya tablo... Katil kendine “SANATKAR” adını takmış yolladığı tabloları da bu isimle imzalamıştır. Çok geçmeden, bunun klasik bir seri katil hikâyesinden çok farklı olduğunu anlarlar. Çünkü elde edilen tüm veriler, soruşturmayı ileriye taşımak yerine maalesef yıllar öncesine götürmektedir.