Fransız sofrası, bir yaşam keyfidir. Uzun oturulur, uzun konuşulur, geleneksel yemekler yenir, şaraplar sırayla yudumlanır. Lezzetin, muhabbetin, keyfin yeridir; aileyle, dostlarla, sevilenlerle paylaşılır. Unesco`nun 2010 yılında koruma altına aldığı, "insanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası" listesine dahil ettiği bu sofra, yalnızca yemekleri ve içecekleriyle değil, yılların deneyimi ve alışkanlıklarıyla yoğrulmuş bir yaşam biçimidir.
Sanatçı Sofraları`nda, 19.-20. yüzyıl sanatçılarının sofra dostluklarını paylaşacak, yedikleri ve içtiklerini okudukça ağzınız sulanacak, renkler, notalar, sayfalar arasında bir keyf ve lezzet şöleni yaşayacaksınız. Gözlerinizi kapatın ve kendinizi, bu büyülü atmosfere, kır çiçeklerinin baş döndürücü kokularına ya da görkemli ziyafetlerin rayihalarına teslim edin.
Bizim soframızda; Dumas`nın bal kabağı çorbası, Colette`in kiraz çorbası, Cézanne`ın mantarlı omleti, Henri de Toulouse-Lautrec`in soğan dolması, Picasso`nun Eskabeş usulü sardalyası, Rossini`nin Ricotta-Emmenthal peynirli kanelonisi, Monet`nin beyaz şarap soslu dil balığı, Balzac`ın sıcak şarabı, George Sand`ın kestane püresi, Agatha Christie`nin Yorkshire keki, Marcel Proust`un madlenleri, Renoir`ın incirli tartı var...
Davetlisiniz...