Ölüm ve yaşam arasındaki hayat bağını temsil eden bir çiçeğin daha solmamışken toprağa düşmesi gibiydi anne ve babasını kaybeden çocukların feryatları.
Son bir yıl içerisinde boşanma olaylarından 124.742 çocuk etkilendi. Bu çocukların bir kısmı anne ve babası arasında seçim yapmak zorunda kaldı. Bir kısmı devlete emanet, bir kısmı ise anneanne, dede, dayı, hala, amca vb. yakın akrabalara emanet edildi. Bu süreçlerde ise en çok etkilenen çocuklar oldu. Anne ve babalar hayatlarına yeni birilerini alıp yeniden hayat yolculuklarına başlarken, çocuklar bırakılan yerde terk edildikleri anda kalmaya devam ettiler. Yolculuklarının en başında Sakura çiçekleri gibi solmadan düşmeye başladılar. Solmadan düşen çocuklar arasında bir yazar olarak ben de varım. Anne ve babası ayrılan bir çocuk olarak yaşadıklarımı değerli okuyucularımla paylaşmak istedim. Kaç yaşına gelmiş olursak olalım, her ne kadar etrafımızdaki insanlar tarafından sevilmiş değer verilmiş olsak bile, kalbimizde bırakılan terk edilme acısını anne ve baba özlemini asla unutamıyoruz. Satırlarımın her birinde bir çocuğun gözyaşlarının saklı olduğunu unutmanızı istemiyor, daha bilinçli evlilikler yapmanızı, aile kavramının ne demek olduğunu tam anlamıyla öğrenmenizi, bir çocuğun ister yaşı üç ister beş ister on beş veya yirmi olsun hiçbir anıyı hiçbir acıyı unutmadığını bilmenizi istiyorum.