Denk denirdi eskiden, hurç, çuval, sandık, bohça, heybe, yerine göre. Sonra çanta, bavul, valiz, k. İskender’le Waliz oldu. Bagajı var dendi kimileri için. Orhan Pamuk, babasının Batı’ya giden bavulundan dem vurdu. Haydar Ergülen’de ise bambaşka bir imgenin adı oluyor bu taşıdıklarımız; açılanı, pek açılamayanı, çünkü dolmayanı, ikiye hatta üçe çıkıp katlananı, bir daha kapanmayanı, sonsuza yelken açanı… Kitabın bir aşamasında “kendimi artık geçmiş zaman anlatıcısı gibi hissediyorum” diyor şairimiz. Bana göre ise dikkatli okurun gözünde bir ilham kaynağına dönüşüyor. Yazdıkları giderek keşfedilecek cevherlerin gizlendiği enginliklerden.