Bu kitabın adı aslında Siyaset: İçimizdeki İhanet olacaktı. Fakat Türkiye`de çoğu zaman olduğu gibi işler yine yolunda gitmedi ve daha sofistike bir isim gerekti Şahane Cehalet gibi.
Peki siyasetten (ihanet) vazgeçmek ve kültüre (cehalet) nasıl çark ettik. İşte bu önsözde kitabı değil bunu anlatacağım belki de asıl ilk yazı olarak, zira bu kitaptaki yazılarda belki de acemilikten -ya da pişmemişlikten- asla ve asla demek istediklerimi tam olarak anlatabilmiş değilim. Eh önsözlerin de görevi aslında bu değil midir?
Önsözden kapağa kitap hakkında en iyi sözü söyleyen dizeleri aşağıda vermek suskunluğun sonsuz tevazusu demek olacaktır sanıyoruz:
neyzen tevfik`in bakırköy akıl hastalıkları hastahanesi`ndeki odasının duvarına yazmış olduğu bir şiir…
" evet!.................... şu dünya dersi`ni verdi,
yeter artar bu hikmet; ihtiyara, kahile, gence.
kabul etti bunun tatbikini alkışla yardaklar,
maarif zindanında ilme, tarihi bu işkence!
huzurunda bu zatın intihar eylerdi cebrail,
bilinseydi ezelde hilkatin bu sırrı evvelce;
yıkardı arşı, kürsiyi, eğer çıksaydı bu dahi
bu şahane cehalet uğratırdı tanrı`yı felce! "
(bakırköy tımarhanesi, tarih yaklaşık 1930`lar)
Şahane.Cehalet yazarın “Absolitude” adını verdiği kitap dizisinin üçüncü kitabı.