Ülkenin ücra bir köşesine yaptığım ziyaretten Viyana’ya yeni dönmüştüm, istasyondan eve doğru yürüyordum ki birden şiddetli bir yağmura yakalandım; öylesine şiddetliydi ki yoldan gelip geçenler alelacele kapı girişlerinin altına sığınmak zorunda kalmıştı ve ben de bu şiddetli yağmurdan kaçmanın yerinde olacağını düşündüm. Neyse ki başkentin hemen her köşesinde bir kafe vardır. Ben de şapkamdan damlayarak omuzlarımı sırılsıklam eden yağmurdan kaçıp en yakındaki kafeye yöneldim.