Tüm güzelliklerden ve merhametten sıyrılmış, sevginin ne olduğunu bilmeyen bir adamdı Brian. Bağlılığı sadece kralaydı; ne bir toprağa ne de başka bir insana varoluşundan bu yana hiç bağlanmamış İskoçya’nın en korkulan savaşçılarından biriydi. Kılıcı ile aldığı canların sayısını dahi hatırlamazken çoktan yosun tutmuş kalbi ilk defa atmaya başlayacaktı.
Evangeline, tutsak yaşamının içinde, sarayda, kendisine bir nefes alımlık alan yaratmak için çırpınan çaresiz bir varisti. Kral onun yanlış ellere geçmesine asla izin veremezdi. Tam da bu yüzden kral onu en çok güvendiği savaşçısına teslim ederken korkulan kaderinin ne denli değişeceğini kimse bilemezdi.
Evangeline’in kaderi McLaughlinlerin kaderiydi ve hepsini elinde tutan Brian’dı.
"Çok yakında... Çok yakında, sana yemin ederim, o safir gözlerinde benden başka bir ruh nefes almayacak. Senin sadakatin yalnız bana olacak!"