Türk toplumunun temel problemlerini ve belli başlı zaaflarını tekrar tekrar ele alan Safahat, her Türk gencinin dikkatle okuması ve derinlemesine anlaması gereken bir eserdir. Safahat´ı okuyan, hastalıklı bir bünyeyle uğraşmanın güçlüğünü anlar. Fakat Safahat, aynı zamanda dirençli, mücadeleci bir milletin destanıdır. Çünkü Mehmet Akif, Çanakkale cephesinde fedakârca çarpışan bir neslin ruhu ve edebiyattaki görüntüsüdür. Onda mücadele vardır, azim vardır, uyarı vardır, hatta mizah vardır, fakat karamsarlık ve ümitsizlik yoktur. Devrinde yaşanan bütün acılara, bütün ümit kırıcı gelişmelere rağmen, onun iyimser ve umutlu kalabildiğini İstiklal Marşı açıkça gösterir. Mehmet Akif, ruhumuzu ve hayatımızı bir ayna doğruluğunda yansıtmıştır. O, bizim yegâne millî şairimizdir. İstiklâl Marşı´mızı kaleme aldığı, hayatını ve sanatını Türk milletini aydınlatıp yükseltmeye adadığı, metin, onurlu, iyimser ve azimli bir insan olarak Türk milletini temsil ettiği için daima da millî şairimiz olarak kalacaktır. İstiklâl Marşı´m her topluca okuyuşumuzda, bir iki dakikalığına olsun, tam onun gibi düşünmenin tadını bize yaşattığı için kendisine minnettarız.