Sade, yağmurun sesiyle uyanmıştı. Gece başlayan yağmur, bütün gün yağacakmış gibiydi. Oğlu gitmişti tek ve bir başına kalmıştı artık. Yataktan kalkmak gelmiyordu içinden, yattığı yerden perdeyi araladı. Yağmuru, rüzgârlarla uçuşan ıslanmış yaprakları seyretmek çok hoşuna gidiyordu. Her yağmur yağışında yapardı bunu. Şimdi ise daha farklı duygularla seyre dalmıştı yağmurları. Hayal kurmak güzeldi bu havada, aslında hayal kurmayalı da yıllar olmuştu. Kurduğu hayallerini başkalarının yaşadığını anladığı günden beri bırakmıştı hayal kurmayı. Neden, nasıl başkaları çalıyordu hayallerini? Kendi hayallerini yaşaması bile yasaktı sanki.