Rüzgarlı Tepeler’in insanın içini hoplatan, kıpır kıpır eden destansı bir havası vardır. Kurgusu, kullanılan dil, akıcılık, karakterlerin canlılığı, bir şiir tadında sürüp giden tasvirleri insanı ve doğayı bir araya getirmekten öte bir şölen gibi çıkar okuyucunun karşısına. Her yeni bölümü ile sevimli, küçük öykücükler gibi olsa da total akışı ile lirizmin sınırlarını zorlayan engin bir çizgiye sahiptir. Uzun soluklu bir yaşanmışlığın gerçek yüzü anlatılır Rüzgarlı Tepeler’de. Aynı sıraları paylaşmış, birlikte okumuş Orhan’ın, Bahar’ın, Mehmet Ali’nin, İrfan’ın ve diğerlerinin okuyucuda derin izler bırakan hikayesi baş döndürücüdür.
Rüzgarlı Tepeler, gücünü dağlardan alan ırmak gibidir. Bir gençlik iksiri gibi yol olur, gönüllere akar; bazen dağların en tepelerinde dağ rüzgarları ile eser vadiye. Bazen Çoruh’un üzerinde uğultularla esen ılık bir şarkı gibidir. Bir sevda olur, yüreklere su serper… İlk baskısı 2005 yılında çıktığında kitap beklenenden de büyük ilgi görmüştü. Yeni düzenlemesi ile ikinci baskısında Ömer Yerlikaya okuyucusunu adeta sarsıyor.