Çalışma denen esaretin sırtımızdaki en ağır yük, paranın ayaklarımıza bağlanmış prangalar olduğunu düşündünüz mü hiç?
Bu güce güvenerek sınırları, kalıpları, kuralları, olmazları ve olurları belirleyen efendilerimizin derlenip toparlanıp dünyamızdan defolup gittiklerinde nelerin değişebileceğini kendinize hiç sordunuz mu?
Ya da bunların tapınaklarına dönüşmüş bankaların, döviz bürolarının, noterlerin, AVM’lerin cayır cayır yanıp küle döndüğünü kısacık da olsa hayal ettiniz mi?
Düşünün ve hayal edin.
Hayallerimizin toplamından oluşacak enerjinin adı sanı bilinmeyen bir göktaşı gibi dünyamıza çarptığında yerin, göğün, insanın ve aşkın, aklın ve vicdanın kirlenmemiş haliyle yeniden yaratılacağını bilmek ne muazzam bir şey.