İç hastalıkları yan dalları arasında fizik muayenenin ön plana çıktığı branşlardan birisi, belki birincisi Romatoloji’dir. Çoğu zaman elle muayeneyle artritin doğru ve geçerli bir şekilde saptanabilmesi Romatoloji’yi hem farklılaştırmakta hem de zorlaştırmaktadır. Romatoloji alanında deneyimi yeterli olmayan doktorlar biraz da bu nedenle eklem hastalıklarından uzak durmaktadırlar. Romatoloji’de fizik muayenenin yanı sıra önemli sayılabilecek bir alan da görsel materyal fazlalığıdır. Gerçekten de gözle görülebilecek bulgular çok çeşitlidir. Eklem şişliği, eklem deformiteleri, eklem dışı cilt bulguları ilk başta hemen sayılabilecek değişikliklerden birkaçıdır. Gerçekten de Romatoloji eklem dışı tutulumlar açısından da oldukça değişken başvuru şekillerini barındırmaktadır. Akciğer, kalp, böbrek, karaciğer, bağırsaklar, sinir sistemi farklı hastalıklarda geniş bir yelpazede etkilenebilmektedir. Bu tutulum şekillerinin anlaşılabilmesi için konvansiyonel radyografiden, ileri görüntüleme tetkiklerine, patolojik incelemeye kadar farklı araçlar kullanılabilmektedir.
Tıp eğitiminde hemen her zaman "yapılan ve görülen” şeyler akılda kalır, diğerleri zaman içerisinde uçar ve gider. Bu nedenle özellikle Romatoloji Textbook’ları görselleri çok sık kullanırlar. Yine de bu kitaplar için birçok bulguyu "yazarak” tanımlama yoluna gitmek zorunluluktur. Öte yandan son 15 yıldır "sürekli” ve "doğrudan” hasta yönetimi yapan bizlerin elinde gerçekten de devasa bir kaynak bulunmaktadır. Bu kaynak asıl olarak hastalarımızdır. Artık biliyorum dediğiniz hastalıklarda bile farklı başvuru şekilleriyle doktoru şaşırtabilmesi bir gerçektir. Yine de klasik bir romatoid artrit hastasının sık görülen klinik bulguları, radyolojik değişiklikleri vardır. Kas-iskelet hastalıklarının eğitimini alan doktorların bu "olağan” klinik/görüntüleme bulgularından öğrenecekleri çok şey olduğu kanaatindeyiz. Nitekim son 10 yılda iki baskısı yapılan Romatoloji Atlası’nın oldukça sevilen bir eğitim materyali olduğunu sevinçle deneyimleme imkânımız olmuştur.