Başını kaldırıp yukarıya doğru baktı ve o sırada ilginç bir şey ile karşılaştı. Kapının üst tarafında şöyle bir yazı asılıydı:
*Eline, diline, beline sahip ol.*
Daha önceleri böyle bir şey ile hiç karşılaşmamıştı. ...
Biraz ileride, evlerin olduğu yerde, sokakta oynayan çocukları gördü. Sofu çocuklara yaklaştı:
*İyi günler çocuklar! Size bir şey sorabilir miyim?*
*Elbette amca, sana nasıl yardımcı olabiliriz?* dedi çocuklardan biri.
Çocukların yanına, çimene oturdu. Çocuklar Sofu’ya su ikram edip sohbete başladılar.
*Çocuklar, burası neresi, neredeyim, bu şirin şehrin adı nedir?* diye sordu Sofu.
*Bu şehrin adı Rıza Şehri’dir.* diye cevapladı Hüseyin.
*Ne anlama geliyor ki?*
*Barış ve rızalık anlamına geliyor. Bizde rızasız hiçbir iş yapılmaz. Toplumun izni olmadan, kimse kendi başına hareket etmez. Herkes birbirine adaletli davranır Sofu amca, ne ekiyor ve üretiyorsak, herkesindir. Ayrımız, gayrımız yoktur. Herkes ihtiyacına göre tüketir. Kimse kimseden üstün değildir. Zengin ve yoksul yoktur.*