Herkes benim kötü bir kız olduğumu söylüyor. Bir bakıma haklı da sayılırlar, çünkü korkunun bana hükmetmesine asla izin vermem ve insanların ne düşündüğünü hiç umursamam. Düşmanlarımla arama sınır çizerim. Briar hokey takımının bir numaralı adamının, yani koçun kızı olduğum için rakip takımdan biriyle takılırsam saygınlığıma zarar geleceğini bilirim.
Jake Connelly ise birlikte olmamam gereken asıl kişi. Harvard’ın yıldız forvet oyuncusu. Tam bir kibir abidesi, fazlasıyla sinir bozucu ve bir o kadar da çekici. Ama kader çok zalim. Deli gibi istediğim bir stajyerlik işi için Jake’in sahte sevgilim olması gerekiyor. Fakat o, her sahte randevu karşılığında gerçek bir randevu istiyor. Anlayacağınız bu kötü kızın başı dertte. Jake’le gizlice takılmanın pek de iyi sonuçlanacağı söylenemez.
Babam öğrenirse delirir, arkadaşlarım da çok sinirlenirler. Ancak asıl sorun şu: Her ne kadar üniversite sonrası kariyerim için onun yardımına ihtiyacım olsa da Jake’in ukala sırıtışına ve cazibesine kapılmamam gerek. Ona âşık olmayı reddediyorum. Çünkü bu asla alamayacağım tek risk.