“Bianca’yı ancak o zaman gördu Jonathan. Adam, Fritz’den çok ona yakındı. Kahverengi deri duğmeli, gri renkte şık bir palto giyen, ablak yuzlu, esmer bir adam. Derin duşuncelere dalmışçasına, öfkeli denebilecek bakışlarla dosdoğru karşıya bakıyordu. Jonathan hâlâ gazete okur gibi yapan Fritz’e göz attı. Göz göze geldiklerinde Fritz başını eğdi ve evet dercesine gülümsedi."
Ripley, serinin bu uçuncu kitabında başka turlu bir oyun peşinde. Geçmişine yönelik imalı sözler sarf eden lösemili komşusundan “kuçuk” bir intikam almak istiyor. Kendi halinde, çerçevecilik yaparak karısını ve kuçuk çocuğunu geçindirmeye çalışan Jonathan’ı zor bir tercihin eşiğine surukluyor: Ya ailesine beş kuruş bırakmadan ölup gidecek ya da iki cinayet işleyip onlara hatırı sayılır bir para bırakacak. Fakat Ripley bu sefer Mafya’yı da karşısında bulur.
“Patricia Highsmith’i bir polisiye ya da suç yazarı olarak tanımlamak, biraz Picasso’yu çizer olarak tanımlamaya benzer.”
CLEVELAND PLAIN DEALER