19. yüzyıl İspanyol şiirinde romantizmin son temsilcisi sayılan Bécquer, *romancero* geleneği ile gizemci yenilikçi çizgi arasına yerleşen kendine özgü şiiriyle çağdaş İspanyol şiirinin de başlangıcını simgeler. Unamuno, Machado ve Jimenez gibi çağdaş öncülere göre bu şiir, *akıp giden zamanın* görünmez öğelerini düşsel bir duyarlılıktan süzerek *ortaya döken* özelliğiyle evrensel şiir tanımının da kapısını aralar. Başlıca izleklerin aşk, endişe, acı, düş kırıklığı, çaresiz insanlık halleri, ölüm kaygısı olarak belirdiği Rimalar’da gerçeklik, şairin düş prizmalarında *bir suyun dökülüşünü ya da bir çalgı telinin titreyişini* anıştırır biçimde kırılır. Sonuçta elde kalan tek şey, dile getirilmek istenene hiçbir zaman yetmeyecek ama sonuçta vazgeçilemez olan dil’dir.