oturdum kaldım
beni öldüren gecenin ertesine
yemek masamda kan
kursağımda heves
ellerinde gençliğim
dudağımda hâlâ sen demenin şevki
biraz kahırla
penceremden yüzüme vuran soğuk
hatırladım kendime işlediğim suçu
unuttum tövbeyi
dedim allah’ım neden
başıma kakılan onca istek
hiç tapınmamışım gibi
dedim allah’ım neden
yapabildiğince sevilen, sonra silinen
ismi hep “şey vardı ya” ile başlayan
cebinde hep doğunun töresiyle dolaşan
olmadığı her yerde gülüşülen
her şeyin çok geçmesini dileyen
adımlarını hep geçmişe bileyen
ben dedim
allah’ım neden