Türkiye’nin Rus uçağını vurmasıyla birlikte öfkeden çıldırmış olan Yoldaş, kahvesini içerken aldığı bu haber dolayısıyla elindeki fincanı gayri ihtiyari olarak eliyle sıkmış ve fincan Yoldaş’ın bu avuç gücüne dayanamayıp kırılmıştı. Yere dökülen kahvenin büyük bir bölümü de Yoldaş’ın o gün için özel olarak giydiği potinlerinin üzerine dökülmüş, derisini yakmış ve kuruduktan sonra da kirli bir leke bırakmıştı.
Yoldaş, o akşam bu potinleri çıkarmış ve şöyle demişti:
*Eh Reis! Ben de sana İstanbul’da bu potinlerimi sildirmezsem, bana da yoldaş demesinler!*
Rus uçağının düşürülmesinden hemen sonra Sultanahmet Camisi’ni bombalatmak üzere plan yapan Yoldaş Putin’in tüm oyunlarına karşı, Reis’in elbette ki büyük bir planı vardı.
Acaba Reis’in planları tutacak mıydı?
Büyük Rusya, sıcak denizlere inecek miydi?
Yoksa Türkiye, ikinci Çanakkale’sini mi gerçekleştirecekti?
Dört kıtada hakim, kendi küllerinden yeni bir Türkiye mi doğacaktı yoksa?