Psikoterapinin ruhsal hastalıklara, kişilik bozukluklarına ve kişilik ve kimlik gelişimine olan önemli katkıları yanı sıra aynı zamanda insanın zihinsel ve ruhsal gelişiminin anlaşılmasında da önemli bir yeri vardır. Psikoterapi terapist ile hastası arasında kurulan çok özel bir bağdır. İyileşme bu bağ üzerinden işler ve bir yandan hasta iyileşirken öte yandan da terapist kendini tanır,değişir ve iyileşir. Bu karışıklılık ilkesi özellikle kişilik çözümlemesine dayanan psikoterapiler için kaçınılmazdır.