Yazar Fatih Güçlü, üçüncü romanı olan “Peşinde”de Türkiye’nin güneydoğusunda doğup Avrupa’ya, Amerika’ya açılan bir öykünün izlerini sürüyor, yerelden evrensele varan bir yelpazede kültür meselelerini ele alıyor, bu maceralı öykü içinde insan doğasına dair gözlemlerde bulunup Horatius’un “Yurdundan kaçmakla kendinden kaçar mısın?” mısrasına “Nereye kaçarsak kaçalım, kendimizden kaçabilir miyiz?” diyerek karşılık veriyor. Okur, hem merak unsurunun hem durup düşünmenin dengeli birlikteliğini bulacak “Peşinde”de.
“Her gece kafamı yastığa koyduğumda kaçtığım benliğim gelip beni tekrardan yakalıyor ve boğazımı sıkıyor, beni nefessiz bırakıyor. Henry, madem o kadar her şeyi biliyor, düşünüyorsun, bunu da bil, beni de kurtar bu ızdıraptan. Bundan kurtulmaya çalıştıkça insanlara daha çok zarar veriyor, kendi ruhumu daha çok kirletmeye başlıyorum ve bu çıkmazın içinden bir türlü çıkamıyorum. Bataklıkta boğazıma kadar çamura batmış gibiyim, nefes almakta zorlanıyorum.”
Her insan herkes karşısında her şeyden sorumludur.
Dostoyevski