Perdesizler odağına insanı ve insanlık hallerini alan, boşluklarla örülmüş öykülerden oluşan bir ilk kitap. Öykü karakterleri bir tür “var oluş biçimini” temsil ediyor. Onaylanmama ya da dışlanma, öğrenilmiş korkuları doğuruyor… Bazen bir önyargıya, bazen de bilinçdışına gizlenmiş sinsi bir çaresizliğe ya da öfkeye dönüşüyor korku.
Perdesizler perdeleri aralarken, yüzleşmenin sanıldığı gibi sadece acı getirmediğini, aksine hayatı olumladığını anlatıyor… Tanıdık veya yabancı, fark etmez, insanın insana değmesi kendini arama ve bulma yolunda korkulara ışık tutuyor. Dokunmaktan geriye bir gülümseme veya şefkat kalıyor.
Perdesizler hayatlara ilham veriyor…