Kendisinden başka hiç kimseyi, kendi kemiklerinden başka hiçbir şeyi kıramayan Ayhan’ın hikayesi Güray Süngü’nün sıra dışı üslubuyla okurlarını yalnızlık ve incelik üzerine düşünmeye davet ediyor.
Siz de okudunuz mu üniversitede. Benim en zorlu dönemecimdi belki orası, hiç dönemediğim bütün hepsi içinde. Orayı da dönemedim de dönmüş gibi yaptım. Diplomada sadece mezuniyet derecesinin yazması ne hoş değil mi, beş senenin özeti niyetine. Etrafımdakiler çocuk olmadığı ve çocuk safiyetine sahip olmadığı için ve ben de çocuk olmadığım ve her şeye rağmen çocuk safiyetine sahip olmadığım için tam anlamıyla korkunç yıllardı diyebilirim. Bu kadar çok var olup da görünmez olunabilecek başka bir zemin var mıdır sizce? Numaralarla fişlenip, öğrenci numarası, sınıf numarası, sınav numarası, grup numarası, tez numarası, bu kadar çok gizli kalabilmek, yokmuş gibi yaşayabilmek, binlerceden bir tane olup binlerceyi oluşturan binlerce bir değilmiş gibi olabilmek. Anlatmazsam kızmazsınız değil mi, ama üzerinize alınmayın lütfen, tamamen benimle ilgili bir mesele, yoksa size anlatmaz mıyım hiç, insanın aklı tamamen başındayken çektiği gerçek acıyı tarif edebilecek kelimeleri bulamamaktan
korkuyorum da. Üzgünüm, isterseniz çok özel bulduğunuz detayları siz de anmayın. Görüyorsunuz ya insan kendisine karşı bile yabancılıktan kurtulamıyor kimi zaman. Öyle bir zaman...