Otobüs durağa geldiğinde ilk olarak kardeşimin oturduğu eve baktım. Evleri durağa çok yakındı. Hiç kimsenin olmadığını görünce içim rahatladı. Bir taksiye binip, adresi söyledik. Baba evinin sokağına dönerken taksinin şoförü:
- Cenazeye mi geliyorsunuz? dediğinde şok oldum.
Yalnızca *Hayıııııırrrrr!* diye bağırdığımı hatırlıyorum. Kendime geldiğimde evin bahçesinin mahşer gibi kalabalık olduğunu gördüm. Annem:
- Neredeydin be yavrum? Anan yandı, nerdeydin? diyordu.
Annemi teselli edecek durumda değildim. Yalnızca;
- Hayıııııııııııııııırrrrrr! diye bağırıyordum.
Birkaç saat sonra hastaneden cenazesini getirdiler. Tabutu açtılar. Tabuttan başka bir ceset çıkacakmış gibi umutlanıyordum. Ama kardeşimdi. O çok sevdiğim, hiç kıyamadığım, doyamadığım kardeşim...
Çok sevdiği pembe hırkayı usulca tabutun üzerine koydum…