Koku duyusu, salt pazarlama alanında değil aynı zamanda birçok farklı disiplinde, geniş ve farklı bakış açılarıyla ele alınan bir öneme ve özelliğe sahiptir. The Smell Report’a göre; Mali`deki Dogon Kabilesi, koku ve sesin havada yol aldığını iddia ederek ikisinin de özünde bağlantılı olduğuna inanır. Dogonlar, bir kokuyu “koklamak” kavramı yerine “duymak” kavramını kullanır, üstelik. Bununla birlikte, insanlar arası iletişimin kokulu olduğu düşüncesine sahiptir, bu ilginç kabile. Örneğin; iyi bir diksiyon, uygun bir gramer ya da doğru bir telaffuz hoş kokar. Bunun aksine, dil bilgisi kurallarına uymayan bir konuşma ise hoş olmayan bir koku ile özdeşleştirilir. Dilbilgisi veya telaffuz hataları yapmakta ısrar eden on yaşındaki çocukların, bu durumu düzeltebilmelerini sağlamak için burunlarında delik açılması dahi söz konusudur. Tarihin her döneminde ve farklı coğrafyalarda yaşayan insanlık için kokular, her zaman önemli olmuştur. Kolombiya’nın Amazon kabilelerinden Desenalar, kokuların sadece burun aracılığı ile değil; tüm beden ile algılanacağına inanırlar. Bengal Körfezindeki, Andaman Takımadalarında yaşayan Ongee kabilesi için çiçekler kutsal kabul edilir. Kokunun eksikliği ise adeta ölüm ile eş değerdir. Tüm yaşamlarını koku ekseninde sürdürmekte olan bu insanlar, birbirlerine nasılsın demek yerine, burnun nasıl diye selamlaşır. Jules Sezar ve Marcus Antonius’u çok etkilediği söylenen “Metapion” parfümü ile Kleopatra’nın kokulara çok önem verdiği bilinir.

Bu çalışma; insanın yaşamı boyunca etkileşim içinde olduğu duyuların en çarpıcı, estetik ve harekete geçirici özelliğe sahip “koku” ve etkileri ile ilgilidir. Çalışmada, kokunun pazarlama bakış açısıyla markalar tarafından nasıl kullanıldığı ile ilgili sektörel örneklere yer verilmiş ve bu konuda yapılan araştırmaların sonuçları kapsamlı bir biçimde tartışılmıştır.

Okuyuculara ve araştırmacılara yararlı olması dileğiyle…