Tükendi
Stok AlarmıAhmed Midhat Efendi’nin bu eseri kaleme alması Le Siecle ve Le Presse gazeteleri başta olmak üzere Fransız matbuatında Budizm’le ilgili yazıların artmaya başlaması üzerine gerçekleşir. Budizm’e yönelik bu ilgi, ünlü Fransız etnolog Leon de Rosny’nin Sorbon Üniversitesi’nde verdiği derslerle başlar. Bu yazıları okuyan ve modern oryantalist kaynakları gözden geçiren yazar, konuyla ilgili kendi düşüncelerini ortaya koyarken hem Osmanlı okuyucusunu bilgilendirir hem de sonunda lafı kendi kültürünün ve dininin “metin”liğine getirir. Önce Tercüman-ı Hakikat gazetesinde yayımlanan bu yazılar daha sonra bir kitap haline getirilir ve Paris’te Otuz Bin Budist adlı eser ortaya çıkar.
Eser, temelde eğitimli ve genç okurlar hedeflenerek kaleme alınmıştır. 1870’lerde toplumun her kesimini okumaya, öğrenmeye alıştırmak amacıyla yola çıkan yazar, zamanla ortaya çıkan eğitimli ve genç neslin Batı’nın kavramları karşısında yalpaladığını görünce özellikle 1890’lardan sonra bu nesle dikkatini yöneltir. Elinizdeki eser de bu dikkatin ürünlerinden bir örnek. Avrupa’nın evrensel olarak ürettiğini ileri sürdüğü bilginin çoğu durumda sadece kendi şartlarından/sorunlarından kaynaklanan ve kendine has bir bilgi olduğunu hatırlatan yazar, bu bilginin ve tartışmaların Avrupa kültürünün kendi içindeki hesaplaşmasının bir ürünü olduğunu ve çoğu durumda dünyanın geri kalanını ilgilendirmediğini ileri sürerek kavramlara dikkatle yaklaşmak gerektiğini yüksek sesle bir defa daha söyler. Özellikle eserin temel konusu olan din, bilim vb. kavramların Avrupa’da ve İslâm dünyasında farklı anlamlara geldiğini; Avrupai düşüncede yer alan din kavramının temelde yalnızca Hristiyanlık ve Avrupa bağlamında kullanılabilecek bir geçerliliğe sahip olduğunu ifade eder.