Kendini akıntıya bırakmak bazen yapacak tek şey gibi gözükebilir.
Elena’nın eşine az rastlanır bir yeteneği vardır: Parfümün içindekileri sadece koklayarak ayırt edebilmektedir. Ailesinde nesilden nesle geçen bu beceri bir lütuf olduğu kadar aynı zamanda bir yüktür. Özellikle havada annesiyle olan acı dolu anılarını hatırlatan kokular duyduğu zaman…
Uğradığı ihanet geleceğe dair tüm hayallerini yerle bir ettikten sonra arkadaşı Monique’ın ısrarları üzerine Floransa’dan Paris’e taşınır. Orada çiçeklerin, otların ve baharatın kokusuna bulanmış haldeyken hiç de yalnız olmadığını hisseder.
Bir kere daha parfümlerle içli dışlı olan Elena, ailesinden kalma Mükemmel Parfüm’ün tarifi peşinde koşmaya başlar. Kendisini gizemli kokulara ve geçmişte kalmış hatıralara açarken aslında olması gereken kadının gerçek özünü keşfeder.