Palma’nın Pirinci, José Custódio ve Maria Romana’nın mutlu bir gelecek için çıktıkları arayışla başlayan büyüleyici bir aile destanı.
Yeni evli bir çift olarak yirminci yüzyılın başında Brezilya’ya göç eden José ve Maria, yanlarında özel bir hediye de taşımaktadır. Çiftin büyük oğulları Antonio ise bundan yüz yıl sonra, kendisi de çoktan büyükbaba olmuş yaşlı bir adam olarak, annesiyle babasının yüzüncü evlilik yıldönümlerini kutlamak için vereceği yemeğin hazırlıklarını yaparken, hem kendisinin hem de annesiyle babasının, halasının, kardeşlerinin, çocuklarının, yeğenlerinin ve torunlarının hayatlarına geri dönüp tekrar bakmaktadır.
Yaşlı Antonio’nun ailesini diğerlerinden ayıran şey, mutluluk için gizli bir malzemeye sahip olmasıdır: evlendikleri gün annesiyle babasına verilen sihirli pirinç çuvalı. Büyüsü ateş ve zaman kadar eski olan bu pirincin yardımıyla, Antonio’nun ailesi hayatın en zorlu dönemlerini atlatabilmiştir.
Lirik bir dille yazılan Palma’nın Pirinci, insan ruhunun kırılgan ama yine de güçlü doğasını gözler önüne serdiği gibi, muhtaç olduğumuz zamanlarda sevdiklerimizin sağladığı teselliyi de büyük bir içgörüyle yakalamayı başarıyor.