Elinizdeki eser, tarihimizin fikirsiz romancılar elinde ne kadar iğdiş edildiğini ilân için havaya sıkılmış bir tabanca olmak kastıyla yazıldı. Bu tabancayı sıkarken, roman ve tarihi roman meselesinde şekilde derinleşmek yerine, muhtevada genişlemek, böyleyken şeklin izahı için de birkaç kuyu açmak çapında iş görmek, nihayet bu işi, oltaya takılmış irice bir tahrif romanıyla da sergilemek gibi bir gayret daima bize refakat etti... İslam coğrafyasını yakıp yıkan Moğol ordularından beter bir çullanışla tarihimize abanan, denizde kan kokusu almış köpekbalıkları gibi ondan ısırık kapmaya bakan ve endazesiz hayal gücünün bocasıyla ondan menfaat şerbetleri çıkarmaya çalışan fikirsiz romancılar, yedikleri halta karşı ne yazık ki bugüne kadar hak ettikleri bir karşılık almış değillerdir. Ekmek çalana kodes yolunu gösteren ceza parmağı adeta, bugüne kadar tarihimizin gözünü oyan romancıların parmağına pırlantadan yüzükler takmıştır ki; vesilesini Yavuz Sultan Selim Hazretlerini tahrif eden bir romandan alan bu eserimizle, kötü olmak pahasına o parmakları kırmak hamle ve cüretini de göstermiş olmak istedik! İsterse bu eser, o parmakları kırabilmek gücünü göstermesin! Biz o cesaret ve cüretteyiz ya; tarihimizi yağma edip içine ederken iyi iş yaptığı sanılan adamları tek karelik bir fotoğrafla da olsa bütün pislikleriyle göstermeyi becerebilirsek, aynı familyanın bütün adamlarının da edebî anlamda ecel yollarını açmış oluruz ki; ne saadet, ne devlet!