Harvard’da kemikleşen entelektüel ortama ve kurumsal yapılara bir tepki olarak kendini gösteren “aşkıncılık” ya da “deneyüstücülük” olarak dilimize çevrilen “Transandantalizm”, bütün yaratılmışların esasta birliğine dayanan, insanlığın iyiliği için sezginin mantığa ve deneysel olana üstünlüğüne inanan, edebiyat, din, kültür ve felsefe alanında ortaya çıkan bir düşünce akımıdır.
Bu eser Tɾansandantalizm akımının en önemli temsilci, ABD’li düşünür, yazar, şair Ralph Waldo Emerson (1803-1882)’un denemelerini topladığı ilk kitabından seçilmiş beş yazıdan oluşuyor. Emerson, Boston’da başladığı rahipliği Paris’e yaptığı yolculuktan sonra bırakmış. Pozitivizmin hakim olduğu Avrupa onda yeni arayışlar başlatmıştır. 1835`de yerleştiği ve ömrünün sonuna kadar yaşayacağı Concord Massachusetts`de “Concord Bilgesi” lakabını almıştır. 33 yaşında kurduğu Transantantal Kulübü’yle “deneyüstücülük” anlamına gelen ve Batı düşüncesini derinden etkileyen akımın ilk düşünürü olmuştur.
1838’de Harvard İlahiyat okulunda yaptığı ünlü konuşmada, Hz. İsa’nın büyük bir insan olduğunu, fakat Tanrı olmadığını, Hıristiyan geleneğinin Hz. İsa’yı eski Roma ve Grek tanrılarına çevirdiğini açıklamış ve Protestan cemaat tarafından dışlanmıştır. Denemelerini topladığı ilk kitap (Essays, First Series -1841) onun uluslararası entelektüel camiada tanınmasını sağlamıştır. Ona göre “hayatın amacı ruhsal dönüşümdür, ilâhi gücü yeryüzünde bizzat ve şimdi tecrübe etmektir.”
Yılda ortalama 80 olmak üzere hayatı boyunca 1500 konferans veren Emerson’un ünü ABD`yi aşmış, Avrupa`ya kadar yayılmıştır. Nietzsche, "Kendimi Emerson`a o denli yakın buluyorum ki onu övmekten çekiniyorum, çünkü kendimi övmüş gibi olmaktan korkuyorum." demiştir.