Bu roman, Aset isminde bir Kazak delikanlısının, çocukluğunda öldürdüğü bir kır faresi (marmot) üzerinden Kazakların yaşadıkları sancılı yılları ve hesaplaşmayı anlatır. Bu hesaplaşmada Kazak halkı için büyük bir travma yaratan Jeltoksan olaylarıyla, bunun hemen arkasında Sovyet imparatorluğunun dağılmasıyla ortaya çıkan yoksulluk, yolsuzluk, adaletsizlik, toplumsal yozlaşma ve sefaleti gözler önüne serer.
Roman, Aset’in ölen abisi (Sayat) ile, kimi zaman hatıralar, kimi zaman rüyalarla üzerinden, bir iç konuşma ile aşk, aile, iş, yönetim ve rejim arasındaki değerlerin toplumsal ve bireysel ilişkilerin, değişmeyle birlikte nasıl çözüldüğünü ve bunlar yarattığı kaosun toplumsal hayata nasıl yansıdığını dile getirir.
Yazarın, romanın arka plan olarak kullandığı Kazak bozkırlarıyla, buralarda yaşayan insanların hayata ve insana bakışlarını, tabiatı algılayışlarını ortaya koyması, modern dünya ile olan o kadim çelişkiyi vurgulaması, okuyucuyu aynı zamanda bir medeniyet hesaplaşmasına da götürür.