Kur’an-ı Kerim’in yorumlanmasına yönelik arayışların sürdüğü günümüzde, son ilahi vahye doğrudan muhattap olmuş sahabenin, Kur’an tasavvurlarına daha yakından bakmak önemlidir. Bir yenisi daha gelmeyecek olan Kur’an’ın gereği gibi yorumlanabilmesi, vahyin ilk muhattapları tarafından nasıl anlaşıldığını bilmekle mümkündür. Zira onlar, vahyin nüzul sürecini canlı olarak yaşamış, ayetlerin hangi nedenlerden dolayı indirildiğine yakinen mutalli olmuşlardır. Kur’an’ıHz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’den sonra en doğru olarak anlayan sahabenin, Kur’an tasavvurları da birbirinden farklıdır. Bu fark, onların yetiştikleri aile çevresi, bilgi birikimleri, olayları algılama biçimleri, Hz. Peygamber’e yakınlıkları vb. birçok nedenden kaynaklanmaktadır.Müslümanlığı, Kur’an-ı dinlemek ve ayetleri üzerinde tefekkür ederek kabul eden Hz. Ömer’in olaylara bakışı, ileri görüşlülüğü ve problemlere çözümler üretmesi gibi özellikleri, onu diğer sahabilerden farklı kılmaktadır. Hz. Ömer gibi düşüne üreten ve insanlığın karşılaştığı problemlere kalıcı çözümler sunabilen zihniyetlere ihtiyaç olduğu izahtan varestedir. Kur’an’da geçen ayetleri, sadece literal anlamlarına ve metnin lafzına takılıp kalarak, Kur’an’ın esas gayesini kavrayamamaktan kaynaklanan bir çözümsüzlük yaşamaktadır. Bu sorunu aşabilmek için yeniden Hz. Ömer’in Kur’an’ı özgün bir şekilde yorumlayış usulüne dönmek gerekmektedir.
Yayınevi
:
Rağbet Yayınları
2. Hamur