"Kendi cenazesinde ağlayabilir mi insan?..*
*Savaş ölümcül olacaktı tabii. İstediğim, sevdiğim her şeyin arkasında pusuya yatmış bekleyen ölümcül bir şey hep vardı zaten. Olmadığı zaman da, ben kendi ellerimle yaratıyordum.*
Nasıl ki Amerikalı bir yazarın J. D. Salinger’ın Çavdar Tarlasında Çocuklar’ını dikkate almadan komedi mecrasında bir ergenlik romanı yazması düşünülemezse, John Knowles’un Özel Bir Barış’ını hesaba katmadan bu türü trajik unsurlarla keşfetmek de bir o kadar imkânsız olacaktır.
Belki bir bakıma ancak İngiltere’de Sineklerin Tanrısı ile mukayese edilebilecek Özel Bir Barış, bir yandan olağanüstü başarısıyla pek çok taklidini teşvik edip bir yandan da John Knowles’un üstesinden geldiği işin katıksız ihtişamıyla bir o kadarının cesaretini kırarken Amerika’nın edebi imgeleminin üzerinde hem bir fener hem de bir muhafız gibi yükseliyor.
Mevsimler mevsimleri kovalarken ergenlik romanları halen yayımlanmaya devam ediyor elbette, zaten yayımlanmaya devam da edecek, ancak birbirini takip eden farklı nesiller Özel Bir Barış’ın neden rakipsiz olduğunu hep kendi tecrübeleriyle keşfediyor.
II. Dünya Savaşı sırasında New England’daki yatılı bir okulda okuyan bir grup erkek öğrenciyi konu alan roman, yetişme çağındaki delikanlıların erişebileceği en zirvedeki güzelliklere ve dibin de dibindeki kötülüklere parlak bir ışık tutuyor.
John Knowles’un en parlak başarısı olan roman, hiç tartışmasız bir Amerikan klasiği.