21 Ekim 2019 tarihi Özbekçenin resmi dil kabul edilişinin 30. Yıl dönümüdür. Özbekistan, 1990’lı yıllarda bağımsızlığını kazanan Türk cumhuriyetleri içinde en fazla nüfusa sahip, en çok eserin verildiği ülkedir. Özbekçe, henüz Özbekistan bağımsızlığını kazanmadan 21 Ekim 1989 tarihinde -bağımsızlığını kazanan cumhuriyetler içinde ilk defa- devletin resmi dili ilan edilmiş, bahsedilen ülkeler içinde konuşur sayısı en yüksek dildir.
Semerkant, Buhara, Taşkent, Hive, Fergana gibi tarihi öneme sahip, bu gün de önemini koruyan şehirler geçmişte olduğu gibi bu gün de birer ilim merkezidir.
Özbekistan kalabalık nüfusu başta olmak üzere sahip olduğu verimli topraklar, bu topraklarda üretilen tarım ürünleri, sahip olduğu yeraltı ve yerüstü kaynaklarla da bir cazibe merkezidir Cumhurbaşkanı İslam Kerimov’un ölümünden sonra dışa açılan Özbekistan’ın Türkiye ile çok mahdut olan ilişkileri gelişmiş; sosyal, siyasi, ekonomik ve kültürel ilişkiler artmıştır. Bu durum, Özbekistan ile Türkiye’deki üniversitelerin de ilişkisinin artmasını beraberinde getirmiş, ortak bilimsel faaliyetler ve üniversiteler arasında öğrenci değişimi vs. başlamıştır.
Türk Keneşi (Konseyi), TÜRKPA gibi Türk Cumhuriyetleri arasında kurulan uluslararası kuruluşlara üye olan Özbekistan ile ilişkilerin gittikçe artan bir ivme ile devam edeceği açıktır.
Bağımsızlığını kazandıktan sonra Latin temelli bir alfabeye geçen Özbekistan’da konuşulan dil artan ilişkilerle daha da önem kazanmış, özellikle Türkiye’de Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümlerinde okuyan öğrenciler için öğrenilmesi tercih edilen bir dil haline gelmiştir.
Özbek Türkçesiyle verilen eserlerin fazlalığı, dilin işlenmiş olması, üzerinde bilimsel çalışmaların yapılmasında önemli bir tercih olmuştur. Bunda artan ilişkiler ve turizm de önemli birer sebeptir.
Türkiye’de Özbek Türkçesi üzerine pek çok bilimsel çalışma yapılmış ve yayımlanmıştır. Bu çalışmaların bir kısmı Özbek Türkçesini öğretmeye yönelik ders kitabı mahiyetinde bilimsel eserlerdir. Elinizdeki bu kitap da bu minvalde hazırlanmış bir eserdir.
Bu eserle Türklük Bilimi Araştırmalarına bir nokta da olsa ilavede bulunabilmek, bu konuda çalışan araştırmacı ve öğrencilere bir nebze de olsa faydalı olabilmek kitabı hazırlayanları bahtiyar edecektir.