Oyuncak Bebek, adlı romanın birinci kitabında, kendini acımasızca sorgulayan, düş gücü kuvvetli ama içedönük ve yalnızlığı seven yaşlı bir adamın gözüyle Çernobil öncesi ve sonrası, Rusya’nın ve insanlığın fotoğrafı çekiliyor. Dağılan bir ülkenin sorunlarının müthiş bir öfkeyle anlatıldığı bu kitapta yazar; yolculukta olan bir insanın karşılaştığı sorunlara verdiği tepkileri, yaşam ve ölüm mücadelesini, belleği saran özlemi, kayıpları, sıradan insanların yazgısını, doğadan kopuşu, çarpıcı ve cüretkar bir dille anlatıyor.