Tükendi
Stok AlarmıYetmişlerin öncesinde can kaygısı yaşatılarak savunma için silahlanmaya özendirilmiş devrimci gençliğin, gizli ellerce umutsuz bir iktidar savaşına yönlendirilmesi, demokrasinin askıya alınmasının gerekçesi yapılmıştır. 68 savaşımı, yeni nesillere şimdi salt düşselliğiyle aktarılırken masala dönüştürülmemeli; eksiği, yanlışı özellikle içinde yer alanlar tarafından ortaya konulmalıdır.
Önce demokratik, özerk, halkın çıkarı doğrultusunda üniversite reformu istemiyle başlayan Türkiye’nin 68 ruhu kısa zamanda Cumhuriyet değerlerine sahip çıkmak yolunda gerici iktidarlara karşıtlık boyutuna evirilmiştir. Karşıdevrimin korkusu olan bu boyut CIA güdümündeki usta eller tarafından yozlaştırılınca halkla bağı koparılan gençliğin içten isyanı, silahlı çetelerle devrim yapma ütopyasına dönüştürülecektir. Kendi dünyalarında öyle güzel günlerde yaşadılar ki gerçek olamazdı. Mehmet Necat ÖZGÜR Yüksek Mühendis/ Yazar
Bir kitabı okurken sizi hem dinlendirmeli hem de yeni bilgiler katmalı ya da var olan bilgiyi tazelemeli. Tıpkı M. Necat Özgür’ün tüm kitaplarında olduğu gibi bu kitap işte tam da böyle satırlara sahip. 6. Filo’dan tutun da 60 olayları, “Kanlı Pazar”, “Beyin Takımı”, 68 ruhu, Ziverbey Köşkü ve elbette İlhan Selçuk’a zorla yaptırtılan sözde itirafının akrostiş ile attığı çığlığına değin birçok konuyu hatırlatmış. Anımsatmakla kalmamış, gençlere ve ailelerine yaşatılan trajedileri hiç utanmadan eyleme döken her dönemin adamları olarak nitelendirebileceğimiz güç sarhoşu kimseleri, bizlere öyle iyi tasvir etmiş ki; okurunun empati yapmasını sağlayarak uygulanan adaletsizliklerin çıplak gözle görünmesini başarmış. Algı yönetimiyle yürütülen psikolojik savaşın sonuçlarını, başkalarının yaptığını iddia ederek yazılan senaryoları okurken ne denli sakin kalabilirsiniz, işte onu bilemiyorum… Ancak bol gelen demokrasi elbisesini askıya almak isteyenlerin halk üzerindeki amacını; Nazım’ın “Koyun gibisin kardeşim, gocuklu celep kaldırınca sopasını, sürüye katılıverirsin hemen.” satırlarına bağlaması gibi daha birçok yerinde alkış tutmak isteyeceğiniz, her okuyanda iz bırakacak bir dönem kitabı olan “Öyle Güzel Günlerdi Ki Gerçek Olamazdı”nın bende iz bırakan yerini sorarsanız; “Yıllar geçecektir elbette. Durduramazsak da zamanı, yaşanmamış sayma hakkımız vardır yanlışlarımızı, ders almışsak eğer.” ve “bele silah takmadan, kaleme el atarak da devrimci olunur” sözlerinin altını çizerim muhakkak. Hayat Özlem KAYALI Yazar / Editör / Yayıncı