Otizm, nörobiyolojik bir farklılık olarak kabul edilen ve bireylerin iletişim, sosyal etkileşim ve davranışlarındaki farklılıkları içeren bir bozukluktur. Otizmi anlamak ve anlatmak için alanyazında kullanılan metaforlar, bu durumun karmaşıklığını ve bireyselliğini vurgulamada etkili bir araç olabilir. Otizm, farklı bir işletim sistemi gibi düşünülebilir. Otizme sahip bireylerin beyinleri nörotipik bireylerden farklı şekilde çalışır. Bu, onların dünyayı algılama, işleme ve tepki verme şekillerinin farklı olduğu anlamına gelir. Bu metafor, otizmi bir "bozukluk" olarak değil, bir "farklılık" olarak görmemize yardımcı olur.
Otizmi anlamak, farklı renklerde görmek gibidir. Otizm spektrumundaki bireylerin dünyayı algılama şekilleri de benzersizdir.
Otizmi, farklı bir kültüre benzetebiliriz. Başka bir kültüre seyahat ettiğinizde, oranın dilini, geleneklerini ve sosyal normlarını öğrenmek zorunda kalırsınız. Bu metafor, empati ve anlayış geliştirmede önemli bir rol oynamaktadır.
Otizm, radyo istasyonları metaforuyla da anlatılabilir. Otizmli bireyler, nörotipik bireylerden farklı frekanslarda çalışır ve bu da iletişimde ve sosyal etkileşimde zorluklara yol açabilir. Bu metafor, iletişimin önemini ve doğru frekansı bulmanın gerekliliğini vurgular.
Otizm, bir puzzle gibi düşünülebilir ve tüm parçalar bir araya geldiğinde tam bir resmi oluşturur. Bu metafor, toplumsal çeşitliliği ve her bireyin değerli katkısını simgelemektedir.
Bu kitapta, otizmin bir metafor spektrumu olduğu ve otizmli olmayan bireylerin kendine özgü otizm metaforları oluşturduğu vurgulanmıştır.