Yüzyıllar boyunca şeytana tapanlar olarak adlandırılan, türlü dışlanmışlıklara ve katliamlara maruz kalan Ezidi Kürtleri, çoğu zaman içe kapalı ve yalıtılmış cemaatler olarak algılandı. Yapılan az sayıda incelemede ise, heterodoks inanç sistemlerinden ötürü Ezidileri kemikleşmiş bir toplumsal ve kültürel varlığa sahipmiş gibi gösterme eğilimi oldu. "Öteki Kürtler: Sömürge Irak’ında Ezidiler", Kuzey Irak’ın en geniş ikinci gayrimüslim cemaati olan Ezidi Kürtlerine ve Britanya mandasına ilişkin karmaşık süreçleri, farklı ve etkileyici bir yaklaşımla ele alması bakımından uluslararası literatürde bir ilk çalışma özelliği taşır. Nelida Fuccaro, etnisiteyi kendinden menkul bir kategori olarak düşünmez, etnisitenin oluşum sürecindeki politik, ekonomik ve toplumsal süreçleri masaya yatırır. Bu sayede, Irak’ın çok katmanlı ve parçalanmış yapısını doğallaştırmadan, bu yapının siyasi ve tarihsel kökenlerine dair etkileyici bir sorgulama gerçekleştirir. "Öteki Kürtler"de odak noktası, bir yanda Osmanlı siyasal modernleşmesi ve 20. yüzyıl sömürge yönetiminin yerelde yarattığı etkiler, diğer yanda ise yerel çatışmaların daha büyük siyasi süreçleri dönüştürebilme gücüdür. Böylece, şarkiyatçı literatürde içe kapalı ve katı bir inanç sistemi olarak yansıtılan Ezidiliğin, sömürgecilik, modernite ve ulus-devlet süreçleriyle nasıl bir etkileşime girdiğini görebiliriz. Elinizdeki kitap bu yönüyle bugünkü Irak toplumunun yapısına da ışık tutmaktadır.