Latife, insanları güldüren, neşelendiren hoş ve güzel söz, şaka, nükte, fıkra ve espri anlamında kullanılmaktadır. Bu anlatım türü derin bilgi, görgü ve zekâ kıvılcımını gerektirmektedir.
İnsanların espri anlayışı mizaçlarına, dil ve âdetlerine, kültürlerine, hatta yaşadıkları bölge ve iklimlere göre değişmektedir.
Bu açıdan değerlendirildiğinde, kitapta yer alan Osmanlı döneminin latife ve fıkralarının bilinmesi, ecdadımızın yaşadığı sosyal, siyasî, iktisadî ve ailevî hayatı daha iyi kavramamızı sağlayacaktır.
Biz bu derlememizde Fâik Reşad`ın Külliyât-ı Letâif isimli kitabı esas olmak üzere Lâmiîzâde Abdullâh Çelebi`nin Letâif`inden ve Saîm Sakaoğlu`nun derlemiş olduğu Nasreddin Hoca Fıkraları isimli kitaplarla birlikte anonim hâle gelmiş ve her mecliste anlatılagelen fıkralardan seçmeler yaptık. Ayrıca kitabımızın son bölümünde, fıkraların Osmanlının toplum hayatını yansıtması yönüyle değerlendirildiği bir makaleye yer verdik.