Örfi İdare yönetimi ile Divân-ı Harb-i Örfîlerin uygulanmasında ön plana çıkan 31 Mart Vak`ası, Anadolu ve Rumeli`deki kalkışma ve eşkıyalık eylemleri ile Mahmut Şevket Paşa Suikastı gibi gelişmeler meydana geliş biçimleri ve sonuçları itibarıyla kamu düzenini bozmakla kalmamış, devletin birlik ve bütünlüğünü de tehdit etmiştir. Örfi İdare ile Divân-ı Harb-i Örfîler, bu tür tehditlerin sona erdirilmesinde ve olaylara karışanların cezalandırılmasında, merkezi hükümet tarafından kullanılan en etkili araçlardan biri olmuştur. Bununla birlikte bilhassa İttihatçıların denetimindeki hükümetler, Örfi İdare ile Divân-ı Harb-i Örfîleri hem güvenlik politikasının meşru bir aracı olarak hem de iktidara tutunabilmenin ve muhalif kesimleri susturmanın en kestirme yolu olarak görmüşlerdir.
Bu eserde, Örfi İdare rejiminin bir uzvu olarak kurulan Divân-ı Harb-i Örfîler, bağımsız ve tarafsız mahkemeler miydi?, 31 Mart Vak`ası`nın Örfi İdare ile Divân-ı Harb-i Örfîler açısından önemi neydi?, Örfi İdare ile Divân-ı Harb-i Örfîlerin iç ve dış güvenliğin sağlanmasındaki rolleri neydi?, Örfi İdare ile Divân-ı Harb-i Örfîler iktidar ve muhalefet ilişkilerini ne ölçüde etkilemişti?, İttihat ve Terakki Cemiyeti siyasetin dizayn edilmesinde bu yapıları kullandı mı?, Divân-ı Harb-i Örfîler suç faillerine hangi gerekçelerle ne gibi cezalar verdi?, İsyan, eşkıyalık gibi kamu düzenini bozan eylemlerin önlenmesinde Örfi İdare ile Divân-ı Harb-i Örfîler nasıl bir işlev üstlenmişlerdi? sorularına cevap aranmıştır.