Altı yüz sene üç kıtada hüküm sürmüş olan Osmanlı devletinin tarihi içerisinde ortaya çıkmış muhteşem bir ilim ve kültür hazinesi ve o hazinenin anahtarı olan Osmanlıca, bir zamanlar bütünüyle yokluğa terk edilmişken şimdi idare ve yeni nesil bu eşsiz kültür hazinesine sahip çıkmaktadır.

Yaklaşık 3500 yıllık mazisi olan "Çin yazısı" dünyanın en zor yazılarından biridir. Tek heceli dil olan Çincede her işaret hem bir heceye, hem de bir sözcüğe karşılık gelmektedir. Bu şekilde "Hanci" yazısında kaydedilmiş 56 bin farklı işaret bulunmaktadır. Bir Çinlinin günlük bir gazeteyi okuyabilmesi için üç bin işareti bilmesi gerekmektedir. Okuma yazma bilen bir Çinli ortalama 5 bin ile 7 bin karakteri bilir.

Osmanlıca, gerçekte öğrenilmesi çok kolay, yazması çok pratik, zengin Türkçeyi ifade eden bir yazı ve konuşma dilidir. Osmanlıca denilen "zengin Türkçenin" kelime hazinesi iki yüz bini geçmiştir. Bugün ise insanlarımızın birçoğu birkaç yüz kelime ile düşünüyor, konuşuyor. Kelime hazinesinin dar oluşu, ufkun, dimağın, muhakemenin darlığını netice vermektedir.

Şu anda kütüphanelerde, arşivlerde"okunmayı bekleyen"yüz binlerce Osmanlıca kitap, risale, mecmua, vesika var. Yemek nasıl midenin ihtiyacı ise, bu kültür hazineleri de ruhun, kalbin, aklın gıdasıdır. İlimde, fende, kültürde edebiyatta, din? ilimlerde ilerlemenin, kendini geliştirmenin bir yolu da bu paha biçilmez hazine ile doğrudan yüz yüze gelmektir. İşte bunun için Osmanlıca bilmek gerekmektedir.

Osmanlıcayı öğrenmede usül ve Osmanlıca alfabe ile muazzam kültür hazinesinin kapısını aralayacak olan okuyucular, örnek metinler ile bilgilerini pekiştirecektir.

Kendi kültürümüzün "öz malı" olan bu "eskimez" yazımıza sahip çıkmamız, bu güzelim yazıyı öğrenmemiz, bu güzelim yazı ile yazılmış değerli eserleri okumamız lazım. Bunun yolu da bu yazıyı bilmekten geçer.

Elinizdeki bu eser Üniversitelerde, Liselerde, Belediyelerin ve sivil toplum kuruluşlarının açtığı kurslarda öğretilen Osmanlıca derslerine yardımcı olmak maksadıyla hazırlanmıştır.