Osmanlı altı asırlık bir zaman diliminde İslam’ın dünya üzerindeki en büyük gücünü temsil etmiş olmasına rağmen modern çağdaki araştırmacılardan genelde İslami ilimler özelde tefsir sahasında hak ettiği ilgiyi yeterince görmemiştir. Bu ilgisizlik ya da az ilgililik, bu toprakların çocukları oldukları halde atalarının (Osmanlılar) tefsir mirasına bigane kalan tefsir araştırmacılarının tümünü ilgilendiren bir vefasızlık olarak da nitelendirilebilir. Buna mukabil Osmanlılar dönemindeki Kur’an ve tefsir çalışmalarıyla ilgili her yeni ilmi faaliyet bu vefasızlığa karşıt bir duyarlığın ifadesi ve aynı zamanda geciktirilmiş bir vefa borcunu ifa çabası olarak değerlendirilebilir.