Tükendi
Stok AlarmıTespit edilen bir başlangıca göre, zamanı gösteren alet olarak tanımlanan saat; güneş kum, yağ ve su ile işleyen en ilkel şekliyle M.Ö 3000-2000 lerde Mezopotamya, Mısır, Hindistan ve Çin`de kullanılmıştır. Bunlardan en yaygını güneş saatleridir. Zamanın tayini yalnız güneş saatlerine münhasır değildi, onunla paralel bir gelişme gösteren Astrolop ve Rubu tahtasıyla da zamanı ölçmek mümkündü. Mekanik saatlerin temelini oluşturan güneş, kum, yağ ve su saatleriyle Rubu Tahtası ve Astrolop Aletleri yerini zamanla daha gelişmiş mekanik saatlere bırakmıştır. Saatler hakkında sonuç olarak şunu rahatlıkla söyleyebiliriz, saatlerin gelişiminde İslam Medeniyetlerinin payı büyüktür.
Saat Kulesi yapma geleneği Avrupa`da XVI. yy.`da yaygınlaşmışsa da, Osmanlı Topraklarına, XVI. yy. lın sonlarında girmiş, XVIII. ve XIX. yy. batıdan doğuya doğru giderek artmıştır. Saat Kulelerinin Anadolu içlerine ve Osmanlı İmparatorluğu coğrafyasının tamamına yayılmasının en önemli sebebi ise II. Abdülhamit`in tahta çıkışının 25. seneyi devriyesinde (1901) valilere saat kulesi yapımıyla ilgili gönderdiği İrade`dir.
Her yerden rahatlıkla görülmesi için kulevari şekilde yapılan saat kuleleri genel olarak, kaide, gövde ve köşk bölümlerinden oluşur. Kaide bölümünde bir oda, oda içinde kulenin üzerine çıkmak için bir merdiven yer alır. Bu oda bazen muvakkithane olarak düzenlenmiştir. Bazen de bu kaide üzerinde çeşme bulunur. Ayrıca bazılarının üzerinde taşıdıkları (rüzgargülü, barometre gibi) değişik hava olaylarını ölçen aletler taşımasıyla da, çok fonksiyonlu yapılar olarak kullanılmışlardır.
Osmanlı İmparatorluğu coğrafyasında Saat Kuleleri üzerine yaptığımız bu araştırmada, Anadolu, Arnavutluk Bosna Hersek Bulgaristan, Cezayir, Filistin, Irak, İsrail, Karadağ, Kosova, Libya, Lübnan, Macaristan, Makedonya, Mısır, Romanya, Sırbistan, Suriye, Suudi Arabistan ve Yunanistan`da olmak üzere toplam, 20`nin üzerinde değişik ülkede 260`a yakın saat kulesi belirledik.
Saat Kulelerinin diğer bir görevi de din ve devlet işlerinin Ezani Saat yerine, Batı da olduğu gibi Güneş Saatiyle çalışma düzenine girmesine neden olmuştur. Ayrıca zengin ve aristokratların ceplerinde olan saatler, saat kulelerinin yapımıyla orta sınıf ve fakirlerinde cebine girmiş, yapıldıkları şehri de ayrıcalıklı ve kıskanılacak bir kent haline getirmiştir.
Zamanın mimari geleneği (Barok, Rokoko, Ampir, Elektik ve Neoklasik Üslup) iyi bir şekilde yansıtan saat kuleleri, genel olarak sade taş yapılarıdır.
Türk toplumu saat kulelerinin faydalarına o kadar inanmıştır ki, birçok yerleşim yerinde saat kulesi yaparak bu geleneğin günümüzde de devam ettiğini göstermiştir.