Osmanlı Devleti, tarihteki cihan devletlerinden biri; hatta birincisidir. Altı asırlık ömrünün dört asrında dünyanın birinci devleti olma hüviyetini taşımıştır.
Hiçbir zaman kaba kuvvet devleti olmamıştır.
Öyle olsaydı bugün Balkan milletlerinin ismi bile bilinmezdi. İnsan eksenli bir idare tarzı ortaya koymuştur Osmanlı.
Yaptığı gönül akınları, savaş için yaptığı akınlardan çok çok fazladır.
İnsanlık, Osmanlı Devletini bir rüya olarak görmüştür. Hal diliyle aynı rüyayı tekrar görmek isteğini ifade etmektedir. Aynı rüyayı görmek için acaba nelerini vermez ki?...
Böylesine cihanşümul bir devletin kurucusu Osman Gazi Han’dır.
O, hayallere sığmayan bir kahramandı.
Onun torunları olan bizler, onu her yönüyle inceleyerek kendimize çeki düzen vermek zorundayız.
Kendi kurtuluşumuz da, insanlığın kurtuluşu da onun tuttuğu yolu tutmaktan geçmektedir. Osmanlının olmadığı bugünkü dünyada çakallar birbirini gırtlaklamakta, kurtlar birbirini boğmaktadır. Soykırımlar birbirini takip etmekte, kan gölleri çoğaldıkça çoğalmaktadır. Hayallere sığmayan kahramanlarımıza her zamankinden daha muhtacız.