Yüz yılı aşkın bölgede yaşanmakta olan petrol endeksli savaşlar yerini doğalgaz savaşlarına /çekişmelerine bırakmaktadır. Bölgesel siyasi çekişme ve savaşların arka planında bu defa Ortadoğu bölgesinin doğalgazı ve bu doğal gazdan yararlanma projelerinin tahakkuku savaşları, bölge ülkelerinin yanı sıra Bölge dışı aktörler arasında yaşanacaktır. Böylece bir yüz yıl daha emperyal güçlerin doğrudan veya vekâleten çarpışma ve çekişmelerine sahne olacaktır.
Stratejik konumu, NATO’ya üye tek İslam ülkesi, bölgede altı yüzyıl hüküm sürmüş devasa bir İmparatorluğun varisi, taşıdığı derin devlet deneyimi, bölgenin en büyük modern ordusuna sahip, ABD ve Avrupa’nın en kadim dostu ve müttefiki, demokrasiyle İslam’ın birlikte yaşandığı ve Müslüman ülkeler tarafından örnek ülke olarak gösterilen Yeni Türkiye neden iç ve dış odakların hedefi haline getirilmeye çalışılıyor?
Suriye’de devam eden iç savaşı tehlikeli kılan süreç, savaşan tarafların muharrik güçler olarak kabul edilmemesidir. Dolayısıyla Suriye’deki savaş hâlihazırda bir taraftan İran ile diğer taraftan Suudi Arabistan, Katar, Türkiye ve diğerleri arasında bölgesel hegemonya savaşına dönüşmüştür. Bunun sonucu olarak, Ortadoğu yirmi birinci asrın Balkan’ına dönme tehlikesiyle karşı karşıyadır...
Sonuç itibariyle, Ortadoğu bölgesi ve özellikle Araplar yeni bir Sykes- Picot anlaşmasıyla karşı karşıyadır. Yeni ülkeler ortaya çıkabilir, beraberinde yeni ihtilaflar ve yeni savaşlar gelebilir. Bölge bir asır daha emperyal güçlerin çekişme arenası olacaktır, bölge halklarına ait yer altı ve yerüstü kaynakları bölge dışı aktörlerin refahı için kullanılacaktır.