Ben : Ooooo; merhaba!
O : Merhaba, hoş geldiniz! Hayrola, ne işiniz var bu dağ başında?
Ben : Öylesine dolaşıyorduk.
O : Öylesine dolaşıyor muydunuz; başka yeriniz mi kalmadı dolaşacağınız? Yarattığınız yeni yaşama ortamlarında artık mutlu değil misiniz yoksa? Biliyor musunuz, sizleri anlamakta zorlanıyoruz?
Ben : Nedenmiş o?
O : Önce şu sorumu bir yanıtlayın bakalım: Neden gittiniz; buraları hepimize yetmiyor muydu?
Ben : Şey… “Daha iyi yaşamak için” diyelim…
O : Peki; yaşayabiliyor musunuz bari?
Ben : …
O : Neden duraksadınız; çok mu zordu sorum? Biliyor musunuz; böylesine “insanlaşmanız” sizlere pek yaramadı galiba…
Ben : Sanki başka türlü yaşama şansımız varmış gibi konuşuyorsun.
O : Yok muydu?